En son konular | » Asena Bozkurt Azerbaycan Bayragi Bayrak Ayyildiz ResimleriC.tesi Ekim 03, 2015 12:31 pm tarafından AyMaRaLCaN» Sedef Güneş Yanımda Sen OlmayıncaPtsi Mayıs 04, 2015 2:23 pm tarafından AyMaRaLCaN» BEDAVA SITELERIN SORUNU BITMEZ NEYSE...Salı Nis. 21, 2015 11:15 am tarafından AyMaRaLCaN» Yıldırım Yıldızdoğan AsenamSalı Nis. 21, 2015 11:10 am tarafından AyMaRaLCaN» Ahmet Şafak Türk Milletine Mektup 2014 Genç Türk HaykırışSalı Nis. 21, 2015 11:07 am tarafından AyMaRaLCaN» Ahmet Şafak Sevdalı Çocuklar Marşı 2014..GENCTÜRK HAYKIRIS.Salı Nis. 21, 2015 11:06 am tarafından AyMaRaLCaN» Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancakSalı Nis. 21, 2015 11:04 am tarafından AyMaRaLCaN» Grup As - Sabret SevdamSalı Nis. 21, 2015 11:02 am tarafından AyMaRaLCaN» DUR GİTME...Salı Nis. 21, 2015 11:00 am tarafından AyMaRaLCaN |
Kimler hatta? | Toplam 26 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 26 Misafir Yok Sitede bugüne kadar en çok 182 kişi Perş. Eyl. 19, 2024 1:45 pm tarihinde online oldu. |
|
| ******ün Öğrenim Hayatı | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
AyMaRaLCaN Admin
Mesaj Sayısı : 2875 Tecrübe Puani : 4634 Aldigi Tesekkürler : 15 Kayıt tarihi : 20/12/13
| Konu: ******ün Öğrenim Hayatı Paz Mart 15, 2015 10:05 am | |
| ******ün Öğrenim Hayatı******ün Öğrenim Hayatı İle İlgili Kısa Özet Bilgi. Mustafa Kemal ******ün öğrenim hayatı ile ilgili kısa özet yazı. ******’ün öğrenim (eğitim) hayatının özeti.******’ün Öğrenim Hayatı (Kısa Özet)Küçük Mustafa, okul hayatına annesi Zübeyde Hanımın isteği üzerine mahalle mektebinde başladı. Ancak kısa bir süre sonra babası Ali Rıza Efendi onu daha modern bir okul olan Şemsi Efendi Okulu’na yazdırdı.Ali Rıza Efendi’nin vefat etmesi üzerine öğrenimine bir süre ara vermek zorunda kaldı. Kısa bir süreliğine kız kardeşi Makbule ile birlikte annesi tarafından Selanik yakınlarında Langaza’daki Rabla Çiftliğine dayısının yanına götürüldü. Zübeyde Hanım bu şartlar altında bile onu okulsuz bırakmak istemiyordu. Bir süre özel hoca tutmasına karşın Mustafa’nın iyi bir okulda eğitim almasını istiyordu. Bu yüzden tekrar Selanik’e döndüler.Bundan sonraki süreçte ilk olarak Selanik Mülkiye Rüştiyesi’ne kaydoldu. O sıralar askerlik mesleğine büyük ilgi duymaya başlayan Mustafa, orta öğrenimini bu okulda tamamlamadan Selanik Askeri Rüştiyesi’nin sınavlarına gizlice katılarak bu okulun üçüncü sınıfına kaydoldu. Selanik Askeri Rüştiyesi’nden sonra Makedonya’da bulunan Manastır Askeri İdadisi’ne devam etti. Ardından İstanbul’da Harp Okulu ve Harp Akademisi’ni başarıyla bitirerek Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle ordu saflarına katıldı.kaynak http://www.******devrimleri.com/yazi-1435-******un-ogrenim-hayati-kisa-ozet.html | |
| | | AyMaRaLCaN Admin
Mesaj Sayısı : 2875 Tecrübe Puani : 4634 Aldigi Tesekkürler : 15 Kayıt tarihi : 20/12/13
| Konu: Geri: ******ün Öğrenim Hayatı Paz Mart 15, 2015 10:06 am | |
| Küçük Mustafa’nın öğrenim çağı geldiğinde anne ve babası arasında görüş ayrılığı belirdi. Zübeyde Hanım, oğlunun geleneklere uygun bir törenle mahalle mektebine verilmesinden yanaydı. Ali Rıza Efendi ise yeni yöntemlerle eğitim yapan Şemsi Efendi Okulu’na gitmesini istiyordu. Ali Rıza Efendi, Zübeyde Hanım’ında isteğini dikkate alarak Mustafa’yı ilk önce mahalle mektebine, ardından da Şemsi Efendi Okulu’na gönderdi. Ali Rıza Efendi’nin 1888 yılında hayatını kaybetmesi üzerine, büyük sorunlarla karşı karşıya kalan Zübeyde Hanım, çocuklarını yanına alarak Selanik yakınlarında Langaza’daki Rabla Çiftliğinde çalışan ağabeyinin yanına gitti. Küçük Mustafa böylelikle öğrenimine bir süreliğine ara vermek zorunda kaldı. Ancak Zübeyde Hanım, Mustafa’yı okulsuz bırakmak istemiyordu. Tekrar çocuklarıyla birlikte Selanik’te bulunan kız kardeşinin yanına döndü. Selanik’e dönüp okulunu bitiren Mustafa, Selânik Mülkiye Rüştiyesine kaydoldu. İçindeki asker olma arzusuna karşı koyamayan Mustafa, annesinin askerlik mesleğine sıcak bakmamasına rağmen, gizlice girdiği Askeri Rüştiye sınavlarını kazanarak 1893’te Selanik Askeri Rüştiyesi’ne yazıldı. Bu okulu çok seven Mustafa, yazları dayısı Hüseyin Efendi’nin yanına giderek, okul zamanına kadar çiftlikte kalırdı. Selanik Askeri Rüştiyesi’nde üstün zekası ile dikkati çeken Mustafa’ya bu okuldaki tüm öğretmenleri arkadaş muamelesi yapmaya başlamıştı. Bu okulda matematik öğretmenliği yapan Yüzbaşı Mustafa Efendi, genç öğrencisinin başarılarından dolayı, sınıftaki diğer Mustafalarla aralarındaki farkı belirtmek üzere öğrencisinin adının sonuna “Kemal” ismini ilâve etti. Böylece “Mustafa Kemal” adını almış oldu. Rüştiye’yi bitirdikten sonra 1895 yılında Manastır Askeri İdadisi’ne girdi Mustafa Kemal’in fikir hayatının oluşmasında ve gelişmesinde Manastır Askeri İdadisi’nde okuduğu dönem oldukça etkili oldu. Burada ilerde ünlü bir hatip olarak tanınacak Ömer Naci ile arkadaşlık yaptı. Ömer Naci, Mustafa Kemal’in hitabet ve edebiyat sevgisinde etkin rol oynadı. Mustafa Kemal, askeri öğreniminin yanı sıra yabancı dil öğrenimini de ihmal etmiyor yazları izinli olarak Selânik`e döndüğü zaman Fransızca dersleri alıyordu. Makedonya’da bulunan Manastır Askeri İdadisi’ni başarı ile bitirdikten sonra 1899’da İstanbul Harp Okulu’nun piyade sınıfına yazıldı. Harp Okulu öğrencisiyken, idarenin siyaset alanındaki yanlışlarını ve aksaklıklarını belirtmek ve eleştirmek maksadıyla kendi el yazısı ile bir gazete çıkardı. 1902 yılında Harp Okulu’nu Teğmen rütbesiyle, 1905 yılında da Harp Akademisi’ni Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle bitiren Mustafa Kemal, Kurmay Yüzbaşı olarak ordu saflarına katıldı. | |
| | | AyMaRaLCaN Admin
Mesaj Sayısı : 2875 Tecrübe Puani : 4634 Aldigi Tesekkürler : 15 Kayıt tarihi : 20/12/13
| Konu: Geri: ******ün Öğrenim Hayatı Paz Mart 15, 2015 10:06 am | |
| ******’ün gençlik yılları Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiyesi’ni bitirdikten sonra, 14 yaşında iken Manastır Askeri İdadisi’ne (askeri lise) girdi (1895). Mustafa Kemal’in fikir hayatının oluşmasında ve gelişmesinde Manastır Askeri İdadisi’nde okuduğu dönem çok etkili oldu. Manastır kentinin yer aldığı Makedonya Bölgesi, Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı milliyetçilik fikirlerinin etkisiyle, son derece karışıktı. Bölgede yaşayan azınlıklar Osmanlı Devleti’nden ayrılmak için ayaklanmışlardı. Bulgar ve Yunan çeteleri bölgede Türklere karşı yoğun bir saldırı içindeydiler. Cereyan eden bu olaylar, Osmanlı Devleti’nin hızla yıkılışa doğru gittiğini göstermekteydi. Mustafa Kemal, Fransız İhtilali sonrasında ortaya çıkan milliyetçilik, demokrasi, özgürlük ve eşitlik fikirlerini öğrenmiş, arkadaşları ile birlikte ülkenin içinde bulunduğu sorunlara çareler aramaya başlamıştı. Manastır Askeri İdadisi’ni 1899 yılında başarı ile bitiren Mustafa Kemal, İstanbul’a gelerek Harp Okulu’na girdi (13 Mart 1899). 1902 yılında Harp Okulu’nu bitirerek aynı yıl Harp Akademisi’ne devam etti. Harp Akademisi’nde okurken ülke sorunları ile daha fazla ilgilenmeye başlayan Mustafa Kemal, derslerinin arta kalan zamanlarında bazı yakın arkadaşları ile birlikte ülkenin içerisinde bulunduğu olumsuz durumu tüm okul öğrencilerine aktarmak amacıyla, el yazısı ile bir gazete çıkardı. Gazetenin yazılarını genellikle Mustafa Kemal yazıyordu. Mustafa Kemal, bütün gençliğini askeri okullarda okuyarak ve ülke sorunları ile meşgul olarak geçiriyordu. 11 Ocak 1905 tarihinde Harp Akademisi’ni kurmay yüzbaşı rütbesi ile bitiren Mustafa Kemal, görev ve savaşlarla geçecek zorlu bir hayata, Şam’da 5. Ordu emrine atanarak başladı. | |
| | | AyMaRaLCaN Admin
Mesaj Sayısı : 2875 Tecrübe Puani : 4634 Aldigi Tesekkürler : 15 Kayıt tarihi : 20/12/13
| Konu: Geri: ******ün Öğrenim Hayatı Paz Mart 15, 2015 10:07 am | |
| ******’ün Hayatı Özet1881’de Selanik’te doğdu. Annesi Zübeyde Hanım, babası Ali Rıza Efendi’dir. Sırasıyla, Mahalle Mektebi, Şemsi Efendi Okulu, Selanik Mülkiye Rüştiyesi, Selanik Askeri Rüştiyesi, Selanik Askeri İdadisi, Harp Okulu ve Harp Akademisi’ne gitti. 1893 yılında Askeri Rüştiye’de okurken matematik öğretmeni tarafından adına “Kemal” ilave edilerek Mustafa Kemal adını aldı. Harp Akademisi’nden yüzbaşı rütbesiyle mezun olarak Şam’da göreve başladı.Osmanlı Devleti zamanında Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı’na katıldı. Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılınca Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma uyarınca vatan topraklarının işgalinin başlaması üzerine Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak milli mücadeleyi başlattı.Havza ve Amasya Genelgelerini yayınladıktan sonra, Erzurum ve Sivas Kongrelerini topladı. Sivas Kongresi ile bütün milli cemiyetleri tek çatı altında birleştirerek Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti’ni kurdu. Sivas Kongresi’nin ardından İstanbul Hükümeti ile Amasya Görüşmesini yaptı. Böylece İstanbul Hükümeti, Temsil Heyetinin varlığını resmen tanımış oldu.Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması ile Meclis ve Hükümet Başkanlığına seçildi. 5 Ağustos 1921’de kendisine Meclis tarafından Başkomutanlık görevi verildi. Sakarya Savaşı’nın kazanılmasının ardından, Gazilik ünvanı ve Mareşallik rütbesi ile onurlandırıldı. Büyük Taarruzu yöneten ve düşmanın tamamen yurttan atılmasını sağlayan Gazi Mustafa Kemal, 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin ilan edilmesi ile beraber Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu.1934 yılında Gazi Mustafa Kemal’e meclis tarafından “******” soyadı verildi. ******, gerçekleştirmiş olduğu inkılaplar ile Türkiye Cumhuriyeti’nin medeni ülkeler seviyesine çıkmasını sağladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ******, 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yumdu.******’ün hayatı, Türk milleti için adanmış, destansı bir yaşamdır. | |
| | | AyMaRaLCaN Admin
Mesaj Sayısı : 2875 Tecrübe Puani : 4634 Aldigi Tesekkürler : 15 Kayıt tarihi : 20/12/13
| Konu: Geri: ******ün Öğrenim Hayatı Paz Mart 15, 2015 10:07 am | |
| ******’ün siyasi hayatı (Siyasi yaşamı)
Mustafa Kemal ******, 24 Nisan 1920 ile 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Cumhuriyet’in ilan edilmesi (29 Ekim 1923) ile beraber ****** oy birliğiyle yeni Türk devletinin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereği dört yılda bir seçimler yenilendi. 1927,1931,1935 yıllarında ****** TBMM tarafından yeniden Cumhurbaşkanı olarak seçildi. ******, sürekli yurt gezilerine çıkarak, yapılan çalışmaları hep yerinde denetledi. Yurdumuza gelen yabancı devlet başkanlarını, başbakanlarını ve diğer yetkilileri Cumhurbaşkanı sıfatıyla ağırladı. 15-20 Ekim 1927 tarihinde Türk Kurtuluş Savaşı’nı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu anlatan Büyük Nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde 10. Yıl Nutku’nu okudu. Kasım 1934’te TBMM, soyadı kanunu gereğince Mustafa Kemal’e “******” soyadını verdi. Almanca ve Fransızca bilen Mustafa Kemal ******, akşam yemeklerine devlet adamlarını, bilim ve sanat camiasından tanınmış kişileri davet ederek, ülke sorunlarını tartışmaktan büyük keyif alırdı. | |
| | | AyMaRaLCaN Admin
Mesaj Sayısı : 2875 Tecrübe Puani : 4634 Aldigi Tesekkürler : 15 Kayıt tarihi : 20/12/13
| Konu: Geri: ******ün Öğrenim Hayatı Paz Mart 15, 2015 10:08 am | |
| ******’ün Çocukluk Yılları
Mustafa, ilk önce mahalle mektebinde öğrenim hayatına başlamış, sonra da babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi’ne geçmiştir. 1888 yılında babasını kaybetmiş, bir süreliğine dayısının yanında kalarak eğitimine ara vermek zorunda kalmıştır. Makbule Atadan’ın anılarından anlaşıldığı üzere; Mustafa, kardeşleri Makbule ve Naciye ile ceviz oyunu, saklambaç ve daha bir çok değişik oyunlar oynarmış. Çok hareketli olan Mustafa, kız kardeşleri ile şakalaşır, bir çok muziplikler yaparmış. Aslında mizaç olarak sert bir yapıya sahip olan Mustafa, kız kardeşi Makbule’nin itaatkâr olmasından dolayı ona pek kızmazmış. Çocukluk yıllarından beri ata ve silaha karşı büyük heves duyan Mustafa’nın, tahta parçalarından tabanca ve tambura yaptığını anlatan Makbule Atadan, kardeşinin her türlü oyuncağa düşkün olduğunu ve kendisine “Makbuş” diye hitap ettiğini söylüyor. Ağabeyi Mustafa’nın çocukken fareden korktuğunu anlatan Makbule Atadan, Zübeyde Hanım’ın Mustafa’ya; “Sen asker olacaksın!... Asker korkar mı hiç?” dediğinden bahsediyor. Faydalanılan Kaynak: Şemsi Belli (Makbule Atadan anlatıyor; | |
| | | AyMaRaLCaN Admin
Mesaj Sayısı : 2875 Tecrübe Puani : 4634 Aldigi Tesekkürler : 15 Kayıt tarihi : 20/12/13
| Konu: Geri: ******ün Öğrenim Hayatı Paz Mart 15, 2015 10:08 am | |
| ******’ün askerlik yılları.
Manastır Askeri İdadisi’ni 1896-1899 yılları arasında bitirdikten sonra, İstanbul’da Harp Okulu’ndan 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu. Daha sonra Harp Akademisine devam eden Mustafa Kemal, 11 Ocak 1905’te yüzbaşı rütbesiyle Akademiyi bitirdi. 1905-1907 yılları arasında Şam’da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907’de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu ve Manastır’a 3. Ordu’ya atandı. 19 Nisan 1909’da İstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Başkanı olarak görevlendirildi. 1910 yılında Fransa’ya gönderildi ve Picardiye Manevraları’na katıldı. 1911 yılında İstanbul’da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı. İtalyanlara karşı 22 Aralık 1911’de Tobruk Savaşı’nda zafer elde etti. 6 Mart 1912 yılında Derne komutanlığı yaptı. Balkan Savaşları’nın başlaması ile birlikte, Gelibolu ve Bolayır’daki birliklerle beraber savaşa katıldı. Mustafa Kemal 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı. 1914 yılında yarbay rütbesine yükseldi. Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ve Osmanlı İmparatorluğu’nun da savaşa girmek zorunda bırakılmasının ardından, Tekirdağ’da 19. Tümeni kurmak üzere görevlendirildi. 18 Mart 1915’te Çanakkale’de Mustafa Kemal önderliğinde “Çanakkale Geçilmez” destanını yazan Türk ordusu, 250.000 den fazla şehit vererek bir ulusun adeta yok edilmesini önlemiştir. 25 Nisan 1915’te Arıburnu’nda, düşman kuvvetlerini Mustafa Kemal’in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı’nda durdurmuştur. Bu başarının ardından da Albay rütbesine yükselmiştir. Mustafa Kemal 9-10 Ağustos’ta Anafartalar Zaferi’ni, 17 Ağustos’ta Kireçtepe, 21 Ağustos’ta II. Anafartalar Zaferlerini kazanarak Türk ulusunun bağımsızlık mücadelesinin kazanılmasında askerlerine söylediği şu sözü büyük rol oynamıştır, “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.” Mustafa Kemal 1916 yılında Edirne ve Diyarbakır’da görev almış ve 1 Nisan 1916’da Tümgeneralliğe yükselmiştir. Ruslarla savaşarak Bitlis ve Muş’un geri alınmasını sağladı. Halep ve Şam’da kısa bir süreliğine görev aldıktan sonra 1917’de İstanbul’a geldi. 15 Ağustos 1918’de 7. Ordu Komutanı olarak Halep’e tekrar döndü. Burada İngilizlere karşı başarılı savunma savaşları yaptı. 31 Ekim 1918’de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’na getirildi. 13 Kasım 1918’de İstanbul’da Harbiye Nezareti’nde (Bakanlığında) göreve başladı. İtilaf Devletleri’nin Osmanlı topraklarını işgale başlamaları üzerine, 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919’da Samsuna çıktı. 22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesini yayımlayarak Sivas Kongresi’ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz-7 Ağustos 1919’da Erzurum, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresini yaparak kurtuluş mücadelesinde izlenecek yolu belirledi. 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması ile beraber Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması yolunda çok büyük bir adım atılmış oldu. Meclis ve Hükümet Başkanlığı’na Mustafa Kemal seçildi. İlk önceleri Kuva-i Milliye adlı milis kuvvetler ile yürütülen bağımsızlık mücadelesine düzenli ordu kurularak devam edildi. 20 Eylül 1920’de Sarıkamış’ta, 30 Ekim 1920’de Kars’ta, 7 Kasım 1920’de Gümrü’de, 1919-1921 tarihleri arasında Çukurova, Maraş, Antep, Urfa savunmalarında başarılar elde edilmiş; 23 Ağustos-13 Eylül 1921’de Sakarya Zaferi, 6-10 Ocak 1921’de I. İnönü, 23 Mart-1 Nisan 1921’de II. İnönü Zaferi kazanılmıştır. 26 Ağustos-9 Eylül 1922 tarihleri arasında da Büyük Taarruz, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Büyük Zafer kazanılmıştır. Sakarya Zaferi sonrası Mustafa Kemal’e TBMM’nce Mareşal rütbesi ve Gazi unvanı verildi. Türk Kurtuluş Savaşı 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile son buldu ve yeni Türk Devletinin kurulması çalışmalarına başlandı. | |
| | | AyMaRaLCaN Admin
Mesaj Sayısı : 2875 Tecrübe Puani : 4634 Aldigi Tesekkürler : 15 Kayıt tarihi : 20/12/13
| Konu: Geri: ******ün Öğrenim Hayatı Paz Mart 15, 2015 10:09 am | |
| ******’ün HayatıKurtuluş Savaşı’mızın önderi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ******, 1881 yılında Selânik’te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi’ndeki üç katlı pembe bir evde doğdu. Babası Selanik ilkokulu öğretmenlerinden Kırmızı Hafız sanıyla anılan Ahmet Efendi’nin oğlu Ali Rıza Efendi, annesi Sarıgüllü Hacı Sofu ailesinden Feyzullah Efendi’nin kızı Zübeyde Hanım’dır.Ali Rıza Efendi Selanik Evkaf katipliğinde ve gümrük memurluğunda bulunmuş, 1871 yılında Zübeyde Hanım’la evlenmiştir. 1876’da Selanik Asâkir-i Milliye taburunda birinci mülazım olarak görev alan Ali Rıza Efendi daha sonra kerestecilik ile uğraşarak serbest ticaret yapmıştır. ******’ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda ölmüş, sadece Makbule Hanım (Atadan) 1956 yılına kadar yaşamıştır.******’ün Okul YıllarıMustafa öğrenim çağı geldiğinde anne ve babası arasında görüş ayrılığı belirdi. Zübeyde Hanım, oğlunun geleneklere uygun bir törenle mahalle mektebine verilmesinden yanaydı. Ali Rıza Efendi ise yeni yöntemlerle eğitim yapan Şemsi Efendi Okulu’na gitmesini istiyordu. Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım’ında isteğini dikkate alarak Mustafa’yı ilk önce mahalle mektebine ardından da Şemsi Efendi Okulu’na gönderdi. Mustafa, 1888 yılında babasını kaybedince bir süre öğrenimine ara verdi.Bu olay üzerine büyük sorunlarla karşı karşıya kalan Zübeyde Hanım, çocuklarını yanına alarak Selanik yakınlarında Langaza’daki Rabla Çiftliğinde çalışan ağabeyinin yanına gitti. Zübeyde Hanım, daha sonra Mustafa’yı okulsuz bırakmamak için çocuklarıyla birlikte Selanik’te bulunan kız kardeşinin yanına döndü. Selanik’e dönüp okulunu bitiren Mustafa, Selânik Mülkiye Rüştiyesi’ne kaydoldu. Annesinden gizli Askeri Rüştiye sınavlarını kazanarak 1893’te Selanik Askeri Rüştiyesi’ne yazıldı. Bu okuldaki matematik öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi tarafından adına “Kemal” ilave edildi.Rüştiye’yi bitirdikten sonra Manastır Askeri İdadisi’ne girdi (1895). Mustafa Kemal’in fikir hayatının oluşmasında ve gelişmesinde Manastır Askeri İdadisi’nde okuduğu dönem oldukça etkili oldu. Manastır Askeri İdadisi’ni başarı ile bitirdikten sonra 1899’da İstanbul Harp Okulu’nun piyade sınıfına yazıldı. 1902 yılında Harp Okulu’nu, 1905 yılında da Harp Akademisi’ni bitiren Mustafa Kemal, Kurmay yüzbaşı olarak Osmanlı Ordusu’na katıldı.******’ün Askerlik Yıllarıİlk görev yeri 11 Ocak 1905’te atandığı merkezi Şam’da bulunan 5. Ordu idi. 1907’de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır’a 3. Ordu’ya atandı. 19 Nisan 1909’da İstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa’ya gönderildi. Picardie Manevraları’na katıldı. 1911 yılında İstanbul’da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı.İlk katıldığı savaş 1911 yılındaki Trablusgarp Savaşı olmuştur. 6 Mart 1912’de Derne Komutanlığına getirildi. Derne ve Tobruk’ta İtalyanlara karşı kazandığı başarılar, onun askerlik yeteneğinin ilk kanıtıdır. Ekim 1912’de Balkan Savaşı başlayınca İstanbul’a çağırıldı. Mustafa Kemal, I. Balkan Savaşı sırasında Çanakkale ve Gelibolu’nun savunulması için kurulan Akdeniz Boğazı Birleşik Kuvvetler Harekat Şubesi Komutanlığı’na atandı (25 Kasım 1912). II. Balkan Savaşı’nda Bolayır’da hazırladığı birliklerle Edirne’nin geri alınmasında görev aldı.27 Ekim 1913’te Sofya’da, Balkan ülkeleri Askeri Ateşemiliterliğine atandı. Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915’te sona erdi.1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı’nda düşmana ağır kayıplar verdirten Mustafa Kemal, 18 Mart 1915’te Çanakkale’deki büyük destanı, emrindeki askerler ile birlikte yazarak, düşmana “Çanakkale geçilmez” dedirtmiştir. Mustafa Kemal askerlerine “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” diyerek savaşın kaderini değiştirmiştir.Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşları’ndan sonra 1916’da Edirne ve Diyarbakır’da görev aldı. 1 Nisan 1916’da tümgeneralliğe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis’in geri alınmasını sağladı. Şam ve Halep’teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917’de İstanbul’a geldi. Veliaht Vahidettin Efendi’yle Almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra rahatsızlandı. Viyana ve Karsbad’a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918’de Halep’e 7.Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı.Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918’de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelip Harbiye Nezâreti’nde (Bakanlığında) göreve başladı. Mondros Mütarekesi’nden sonra İtilaf Devletleri’nin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı.Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Yılları22 Haziran 1919 yılında Amasya Genelgesi’ni yayımladı. 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanın kurtuluşu için takip edilmesi gereken yolun belirlenmesini sağladı.23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasının hemen ardından, 24 Nisan 1920’de Meclis ve Hükümet Başkanlığına seçildi.Mustafa Kemal, 23 Ağustos-12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Savaşı’nı ve 30 Ağustos 1922’de düşmanın tamamen yurttan atıldığı Büyük Taarruz’u bizzat yöneterek Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini kazanmasını sağlamıştır.Sakarya Zaferinden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi 19 Eylül 1921’de Mustafa Kemal’e Mareşal rütbesi ile Gazi ünvanı verdi. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile de Kurtuluş Savaşı sona ermiş oldu.Mustafa Kemal, 13 Ağustos 1923 tarihinde TBMM Başkanlığına tekrar seçildi. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi ve oybirliği ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. TBMM, Mustafa Kemal Paşa’yı 1927 ve 1931 yıllarında da Cumhurbaşkanı olarak seçti.24 Kasım 1934’de Soyadı Kanunu gereği TBMM’nce Mustafa Kemal’e “******” soyadı verildi. 1935 yılında Meclis, ******’ü dördüncü kez yeniden Cumhurbaşkanı olarak seçti.******, yeni kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaşlaştırmak adına siyasal, toplumsal, hukuk, ekonomik, eğitim ve kültür alanında birçok devrimler gerçekleştirdi.******’ün Özel Yaşamı1923 yılında Latife Hanım’la evlendi. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Afet, Sabiha, Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. İhsan ve Abdurrahim adlı çocukları da himayesi altına alarak yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı. Mirasından manevi evlatlarına, kız kardeşine, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Çiftliklerini Hazine’ye bıraktı.******, kitap okumayı, müzik dinlemeyi, yüzmeyi, ata binmeyi ve dans etmeyi çok severdi. Bütün spor dalları ile ilgilenir, güreşe de özel bir ilgi duyardı. Tavla oynamaktan büyük keyif alırdı. Akşam yemeklerine devlet adamlarını, bilim adamlarını, sanatçıları ve önemli kişileri davet ederek devlet meseleleri hakkında sohbet ederdi. Doğayı çok sever, temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Almanca ve Fransızca biliyordu.******’ün Son YıllarıHastalığının ilk belirtileri 1937 yılında ortaya çıkan ******, 1938 yılı başlarında Yalova’da bulunduğu sırada, ciddi olarak rahatsızlandı. Buradaki tedavi olumlu sonuç vermesine rağmen tamamen iyileşmeden Ankara’ya yaptığı yorucu yolculuk, rahatsızlığının artmasına sebep oldu.Hastalığı esnasında da kendi sağlığını hiçe sayarak devlet işleri ile devamlı meşgul olan ******, bu tarihlerde Hatay sorunu ile de yakından ilgileniyordu. Hasta olmasına rağmen, Mersin ve Adana’ya geziye çıktı. Askeri birlikleri teftiş ederek tatbikat yaptıran ****** oldukça yorgun düştü.Gerçekleştirmiş olduğu Güney seyahati hastalığının artmasına sebep oldu. 26 Mayıs’ta Ankara’ya döndükten sonra tedavi ve istirahat için İstanbul’a giden ******’e doktorlar tarafından siroz teşhisi kondu. Deniz havası iyi geldiği için, Savarona Yatı’nda bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti. İstanbul’a gelen Romanya kralı ile görüştü. Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. 4 Temmuz 1938’de Hatay Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi ******’ü çok sevindirip moralini düzeltti.Temmuz sonlarına kadar Savarona’da kalan ******’ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı’na nakledildi. O’nun hastalığını duyan Türk Milleti sağlığı ile ilgili haberleri sürekli takip ediyor ve iyileşmesini diliyordu.******, 29 Ekim 1938 yılında Türk Ordusu’na yolladığı mesajda, “Türk vatanının ve Türk’lük camiasının şan ve şerefini, dahilî ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni, her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır” diyerek orduya olan itimat ve güvenini tekrar etti.******’ün ÖlümüTüm çabalara rağmen hastalığı giderek artan ******, 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda, saat dokuzu beş geçe hayata veda etti. 21 Kasım 1938’de Etnoğrafya Müzesi’nde hazırlanan geçici kabre konulan naaşı, 10 Kasım 1953 yılında, yurdun her bir ilinden getirilen vatan toprakları ile hazırlanan ebedi istirahatgahı olacak Anıtkabir’deki mezarına törenle defnedildi.******’ün Hayatı Özet | |
| | | | ******ün Öğrenim Hayatı | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |