TÜRK'ÜZ ve MÜSLÜMANIZ
Biz Türk Milleti olarak bir bütünüz. Hangi mezhepten olursa, olsun insanlanmızm hepsi aynı milletin çocuktandır. Aynı dinin mensuplarıdır. Aynı Kitap'ın sahipleridir. Aynı Peygamberin ümmetidir, milletimiz temelde böylesine sağlam bir bütünlük gösterdiği halde; düşmanlarımız boş durmuyor. Sen Sünnîsin, sen Şafiîsin, sen Alevisin diye, aynı milletin çocuklarını birbirine düşman edip, .birbirine boğazlatmaya çalışmaktadır. Uyanık olmak mecburiyetindeyiz.
Tarihte böyle kanlı devirler yaşadık. Hepinizin bildiği gibi, bundan 470 yıl önce, Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail arasında, daha sonra diğer hükümdarların devirlerinde, iki taraf da Türk olduğu halde; Türkler birbirlerini kırmışlardır... İki ordu karşılaşıyor, ikisi de Türk. İki ordu da Türkmen. İkisi de Müslüman. Fakat mezhep ayrılığı yüzünden birbirlerini boğazlamışlardır. Dere gibi kan akmıştır. İki taraftan da Türk'ün kanı heba olmuştur...
Hangi mezhepten olursa olsun; iki taraf da hür ve serbesttir. Niçin biz onu mesele yapalım? Niçin bu yüzden birbirimize düşman olalım? Aynı milletin evlâdı, aynı dinin mensubuyuz. Ama, düşman bunları kışkırtıyor. Bugün; Alevîyi Sünni'ye karşı, Sünni'yi Alevî'ye, Şafiî'yi Sünni'ye karşı devamlı kışkırtıyor. Bu durum, memleketimiz için büyük tehlikedir. İşte bunları anlatıp, birbirimizin kardeşi olduğumuzu kafalara, gönüllere yerleştirmek "birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için" ruhuyla, bölünmez çelik bir kitle hâlinde bulunmak mecburiyetindeyiz. Bir milletin zayıflığı herşeyden evvel milli birliğinin bozulmasıyla meydana gelir.
ALPARSLAN TÜRKEŞ
(Gönül Seferberliği kitabından)