Ülkücülük Şereftir.!
Hazırlayan: Yavuz MÜFTÜOĞLU
Hedefi Turan, rehberi Kur'ân olan ülkücüler için liderimizin söylediği bu sözler herkese örnek olmalı. "Bayrağa kan gerek, solmasın" diye bayrak için dökülen kandır. Liderine, ocağına, fikir sistemine bağlı, tefrikaya çanak tutmayandır. Kimi zaman Derviş Yunus, kimi zaman Yavuz, kimi zaman surlarda üç hilal elinde Ulubatlı Hasan’dır
Rehberi iki cihan güneşi Hz. Muhammed (s.a.s.); kaynağı, ilhami, düsturu Kur’ân olandır.
Semalarda dalga dalga yayılan ezan susmasın" diyerek toprağın kara bağrına düşen candır.
Türk’ün töresini, Türk’ün ilini, İslâm’la kaynaştıran Ahmet Yesevi ocağında kaynayan, pişen, kavrulandır. "Bayrağa kan gerek, solmasın" diye bayrak için dökülen kandır.
Liderine, ocağına, fikir sistemine bağlı, tefrikaya çanak tutmayandır. Kimi zaman Derviş Yunus, kimi zaman Yavuz, kimi zaman surlarda üç hilal elinde Ulubatlı Hasan’dır.
Ülkücülerin hedefi Türk Milliyetçileri'nin ülkücülük tarifinin sınırları içinde bulunacak görüşlerini, fikirlerini ancak genel olarak işaret etmiş bulunmaktayız.
Türk Ülkücülüğü'nün hedef aldığı düşünceler genel olarak belirtilmiş olan bu fikirlerden ibaret değildir. Ülkücülüğümüzün içerisinde her mesleğe mensup Türk Milliyetçileri'nin kendi mesleklerinde en ileri, en yüksek ve gerek kendi milletimiz için, gerek insanlık için en çok yararlı neticeleri elde etmek görüşü de yer alacaktır.
Bir Türk Milliyetçisi kendi toplumu için, kendi milleti için idealizmi daima göz önünde bulunduracak, bu genel idealizm prensipleri ile birlikte kendi sahası, kendi branşı ile ilgili çalışmalarında da bu temel ve genel mahiyetteki ülkücülüğün esaslarına uygun, onunla bütünleşmiş bir halde kendi branşı ile ilgili ülkücülüğünü de tespit edip güdecektir. Ülküler uzak hedeflidir, uzun vadelidir.
Bir ülkünün hemen yarın gerçekleşmesi mümkün olmayabilir.
Ülküler önümüzdeki yılları, önümüzdeki yüzyılları kapsayabilir. Ama ülkü insanının kalbini aydınlatan bir ışıktır.
Ülkü insanlara yönünü tayin etmesini sağlayan bir kılavuzdur.. Milletler için de millî ülkü, milletin kılavuzu, milletin yolunu aydınlatan güneşidir.
Ülküsüz insan çamurdan bir varlık gibidir. Ülküsüz insan dümensiz, pusulasız bir gemi gibidir.
Bunun için her Türk milliyetçisi, her Dokuz Işıkçı mutlaka ülkücü olacaktır, mutlaka ülkü sahibi bulunacaktır.
Hem milli ülkü sahibi olacaktır, hem insanî ülkü sahibi olacaktır, hem de kendi mesleğiyle ilgili ülkücü bir kişiliğe sahip olacaktır ki, hem de kendi mesleğinde başarılı, yararlı bir kişi olarak gelişsin, hem de mensup olduğu topluma, milletine yararlı hizmetler yapsın, insanlığa yararlı faaliyetler gösterebilsin.
Bunun için Dokuz Işık doktrininin çok önemli ilkelerinden olan ülkücülüğe büyük değer vermekteyiz.
Ne Mutlu Türk'üm Diyene
3 Mayıs 1944’ü doğuran şartlar ve gelişmeler önemini ve sıcaklığını bugün de korumaktadır. Bugün Türkiye, etnik milliyetçilikleri körükleyen ve Türk kimliğini her fırsatta reddeden bir siyasi anlayışla idare edilmektedir. Türk’üm diyemeyenlerin, Türklük şuurunu sorgulamaya açanların, Türk olmaktan gurur duyanları ırkçılıkla suçlayanların 'aydın' olduğu günümüzde, 3 Mayıs Milliyetçiler Günü’nün önemi bir kat daha artmaktadır.
Özellikle 1984 yılından beri ülkemizde süregelen etnik milliyetçi terörün tek amacının, Türklük kavramının sorgulamaya açarak, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü önce kafalarda silmek istediğini düşünecek olursak, her Türk’ün bu günü milli şuurla idrak etmesi gerekmektedir.