Başbuğumuzdan 12 Eylül Şehitlerine
Senelerdir, devletin varligi, milletin birligi, vatanin bölünmezligi ugrunda, bu mukaddesleri yikmak için ugrasanlarla yaptiklari mücadelede binlerce memleket evladi kara topraga düstü, sehit oldular. Hayatlarinin baharinda, en güzel günlerinde kimi arkasinda anasini, babasini, kimi karisini, çocugunu, nisanlisini gözü yasli birakarak göçüp gittiler. Her biri içimizden bir parçayi kopartip aldi götürdü.
Suçlari neydi , günahlari neydi? Bu suçu günahi onlara kim kesmisti? Bir tek suçlari, bir tek günahlari vardi: Türk milletini seviyorlardi. Türk olmanin gururuyla doluydular, Türk gibi düsünüyorlardi,
Yüce dinleri Islam'in ahlak ve faziletini tasiyorlardi, Allah'a inaniyorlardi. Devletlerini yasatmak, ona uzanan ellerle mücadele etmek hayatlarinin manasiydi. Milleti böldürtmemek, vatanlarini parçalatmamak yegane gayeleriydi... Iste suçlari, iste günahlari... "Ben komünistim-Marksist-Leninist'im. Türk ve Islam degilim" diyenler ve onlarin arkasindaki dis düsmanlar ise, onlara bu suçu kesenler, bu günahi biçenlerdir.
Onlar hayatlari boyunca imkansizliklarla mücadele ettiler, iftiralarin, yalanlarin hedefi oldular, yilmadilar, mücadelelerini devam ettirdiler, ama hain ellerin siktigi kizil kursunlar onlari aramizdan aldi. Türk milliyetçiligi mücadelesinin atacagi her adimda, ileride mutlaka ulasacagimiz zafer günlerinde sehitlerimiz de bizimle olacaklardir. Çünkü sehitler ölmez...
Mukaddes dava yolunda topraga düsmüs bütün ülküdaslarimizi yetistiren analara, babalara, hocalara, arkada gözü yasli kardeslere, eslere, çocuklara Allah'tan sonsuz sabirlar diliyorum. Cenab-i Allah (c.c) bütün "' sehitlerimizin mekanini cennet eylesin ve onlardan razi olsun!..
Başbuğ Alparslan Türkeş