www.maral.ideaboard.net
www.maral.ideaboard.net
www.maral.ideaboard.net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaKapı*Latest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Asena Bozkurt Azerbaycan Bayragi Bayrak Ayyildiz Resimleri
ölmez bu hareket ölmez bu dava.! I_icon_minitimeC.tesi Ekim 03, 2015 12:31 pm tarafından AyMaRaLCaN

» Sedef Güneş Yanımda Sen Olmayınca
ölmez bu hareket ölmez bu dava.! I_icon_minitimePtsi Mayıs 04, 2015 2:23 pm tarafından AyMaRaLCaN

» BEDAVA SITELERIN SORUNU BITMEZ NEYSE...
ölmez bu hareket ölmez bu dava.! I_icon_minitimeSalı Nis. 21, 2015 11:15 am tarafından AyMaRaLCaN

» Yıldırım Yıldızdoğan Asenam
ölmez bu hareket ölmez bu dava.! I_icon_minitimeSalı Nis. 21, 2015 11:10 am tarafından AyMaRaLCaN

» Ahmet Şafak Türk Milletine Mektup 2014 Genç Türk Haykırış
ölmez bu hareket ölmez bu dava.! I_icon_minitimeSalı Nis. 21, 2015 11:07 am tarafından AyMaRaLCaN

» Ahmet Şafak Sevdalı Çocuklar Marşı 2014..GENCTÜRK HAYKIRIS.
ölmez bu hareket ölmez bu dava.! I_icon_minitimeSalı Nis. 21, 2015 11:06 am tarafından AyMaRaLCaN

» Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
ölmez bu hareket ölmez bu dava.! I_icon_minitimeSalı Nis. 21, 2015 11:04 am tarafından AyMaRaLCaN

» Grup As - Sabret Sevdam
ölmez bu hareket ölmez bu dava.! I_icon_minitimeSalı Nis. 21, 2015 11:02 am tarafından AyMaRaLCaN

» DUR GİTME...
ölmez bu hareket ölmez bu dava.! I_icon_minitimeSalı Nis. 21, 2015 11:00 am tarafından AyMaRaLCaN

En bakılan konular
Asena Bozkurt Azerbaycan Bayragi Bayrak Ayyildiz Resimleri
Anlamli Sözler Arsivi Özlü Sözlü Resimli Harika Süper Sözler.
Komik Yazılı Resimler
ÜLKÜCÜ DERLER BIZE
Genç Türk Haykırış
kafkas resimleri
Ayyildiz Üc Hilal Gifleri
Azerbaycan atasözleri
YAKARIM ŞU DÜNYAYI DA TEK TÜRKÜ EZDİRMEM Reis Abdullah ÇATLI'
REHBER KURAN HEDEF TURAN
Similar topics
Kimler hatta?
Toplam 33 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 33 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 182 kişi Perş. Eyl. 19, 2024 1:45 pm tarihinde online oldu.
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

 

 ölmez bu hareket ölmez bu dava.!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Turk Ay yildiz
Admin
Turk Ay yildiz


Mesaj Sayısı : 1545
Tecrübe Puani : 2953
Aldigi Tesekkürler : 58
Kayıt tarihi : 31/12/13

ölmez bu hareket ölmez bu dava.! Empty
MesajKonu: ölmez bu hareket ölmez bu dava.!   ölmez bu hareket ölmez bu dava.! I_icon_minitimeC.tesi Ocak 04, 2014 12:03 pm

ölmez bu hareket ölmez bu dava.!
Alıntı :
"...Taşıdığım bayrak; temsil ettiğim mukaddes Türk milliyetçiliği davası uğrunda, komünist ve bölücü hainlerin kurşunlarıyla toprağa şehitler ordusuna katılmış olan Ruhi Kılıçkıran'dan Gün Sazak'a kadar şehit evlat ve kardeşlerimin ruhaniyetlerimin de su anda bizimle beraber olduklarını biliyorum. Onlar da beni dinliyorlar. Onların tekzib etmeyecekleri şekilde konuşmaya, yanlız hak bildiğimi söylemeye mecburum. Çünkü onlar, o üçbinaltıyüz can, bu hak bildiğimiz yolda ``vatan-millet-din ve devlet" uğrunda şehit oldular..."

Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi Başkanlığı
Dosya Numarası: 1981/176
İfade Sahibi: Başbuğ Alparslan Türkeş

Onlar hem şehitlerimiz, hem de şahitlerimizdir. Yarin huzur-i ilahide de bana şahitlik edecek olanlar, onlardır... 

Onların huzurunda, onlar için konuşacağım! Ebed-müddet olan Türk devletine;kıyamete kadar hür, müstakil, mes'ud ve müreffeh yaşamasını, her gayeden aziz bildiğimiz Büyük Türk milletine bugüne kadar hizmet ve etmek de olanlar için; yarin ayni yolda, ayni heyecan ve şuurla bu kutsal hizmetin bayrağını taşıyacak olanlar için konuşacağım!"

Başbuğ Alparslan Türkeş
12 Eylül Savunması'ndan...

Selçuk DURACIK

Yugoslavya göçmeni bir ailenin çocuğu olup 22 yaşındaydı. Ailece, Manisa'nın Turgutlu ilçesinde oturuyor, seyyar satıcılık yapıyordu. Daha öncede birkaç defa Ülkücülük suçundan Cezaevine girmişti. Polisler tarafından arandığını öğrenince kendiliğinden giderek emniyete teslim olmuş fakat, yargılandığı 12 Eylül adaleti dağıtan İzmir 2. Nolu Askeri Mahkemesi tarafından idam cezasına çarptırılmıştı. 3 Haziran günü, idam edildiğine dair haberler radyoda yayınlanırken İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde işkence ile yeni ifadeleri almaya çalışılıyordu. İki gün sonra Buca Kapalı Cezaevi'nde sabaha karşı asılarak şehit edildi.
Halil ESENDAĞ

Manisa'nın Saruhanlı kazasına bağlı Gözlet köyündendi. 21 yaşında olup evliydi. Bir takım olaylara karıştığı iddiasıyla polisler tarafından yakalandı. Tutuklandıktan kısa bir süre sonra, 12 Eylül Mahkemeleri tarafından mahkum edildi. 3 Haziran tarihinde, hakkındaki idam cezasını sabaha karşı infaz edildiğine dair Radyo ve TV.'den yayın yapılmasına rağmen, polisler tarafından cezaevinden alınıp Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Burada, "itiraf" etmesi için iki gün boyunca akıl almaz işkenceler yapıldı ve 5 Haziran günü Buca Cezaevi'ne geri getirilip, sabahın ilk saatlerinde asılarak şehit edildi.
İDAM SEHPALARINDAN HAK'KA YÜRÜDÜLER...

İzmir’de Şadırvanaltı Camii’nde müezzinlik yapan Kazım Hoca, düşünce ve duygularımın örtüştüğü bir ağabeyimdi. Bir gün kendisini ziyarete gittim. Kazım Hoca müezzin odasında bulunanlarla sohbet ediyordu. Muradiye Camii imamı Abdullah Hoca da oradaymış. Kazım Hoca orada bulunanlara beni tanıştırırken, Ülkücü olduğumu, cezaevinde yattığımı söyleyince, Abdullah Hoca da Halil ile Selçuk’un infazında imam olarak bulunduğunu söyledi. Bu ne güzel bir rastlantıydı Yarabbi...

Bir müddet sonra, Abdullah Hoca bana, “Ne mutlu onlara. Allah’ın izniyle onlar şehittir... Her hareketlerine şahit oldum. Ruhlarını nasıl teslim ettiklerine şahit oldum. Tekbir getirerek, Kelime-i şahadet çekerek, ölüme yürüdüler...” dedi. Bir müddet nefeslendikten sonra, olayı başından itibaren anlatmaya başladı:

“Daha önce de din görevlisi olarak idam edilen solcu gençlerin infazında bulunmuştum. Onlar infaz sırasında

-Allah’a ve dine inanmıyoruz, deyip, telkinde bulunmamı kabul etmemişlerdi. Son arzuları sorulduğunda, kimi kahve, kimi sigara istemişti. Sehpaya giderken de slogan atmışlardı. Onlarda bizim insanlarımızdı. İnancı düşüncesi ne olursa olsun, cezayı hak etsin veya etmesin, gencecik insanların ölümünü seyretmek beni üzüyordu. Solcular, ahiret hayatına inanmıyorlardı ama inandıkları fikirler uğuruna hayatlarını feda ediyorlardı. Bu sebeple fikirlerini benimsemesem de, idealistliklerini taktir ediyordum. Onlar infaz edilirken

-Bunların yerinde imanlı bir insan olsa, acaba nasıl davranır?, diye içimden geçirmiştim...

Yine bir akşam, sivil memurlar ellerinde telsizlerle evime gelip,

-Hocam, bir nikahımız var. Nikah kıymaya gelir misin?, dediler. Otomobillerine binip, Buca Cezaevi’nin önüne gelmiştik. Her taraf asker doluydu. Cezaevinin kapısından girince, infaz yapılacağını anladım. İnfaz heyetinin bulunduğu salona götürüldüm. Savcılar, hakimler, komutanlar, doktorlar, infaz görevlileri oradaydı. Orada bulunanların bir kısmı, heyecanlı bir telaş içindeyken, bir kısmı da üzüntülüydü.

Bir müddet sonra, görevliler elleri arkadan kelepçeli olan iki genci getirdiler. Üzerilerinde ayak bileklerine kadar uzanan kolsuz beyaz bir giysi, başlarında beyaz namaz takkesi, ayaklarında beyaz çorap ve terlik vardı.

-Selamün Aleyküm, diyerek içeri girmişlerdi. O an çok şaşırmıştım. Onları sanki çok eskiden beri tanıyordum...

Orada bulunanların çoğu onlarla helallaştı. Hücrelerinde yazdıkları Vasiyet Mektuplarını İnfaz Savcılığı’na teslim ettiler. Heyet huzurunda doktor,

-Sağlık şikayetiniz var mı?, diye sorduğunda ikisi de,

-Elhamdülilah taş gibiyiz. Hiç bir şikayetimiz yok, demişti. Son arzuları sorulduğunda, ikisi de cenazelerinin ailelerine teslim edilmesini istemişti. Telkinde bulunmak için yanlarındayken bana çok saygılı davrandılar. Kendilerine,

-Kardeşlerim, her insan bu dünyada farklı bir kaderi yaşamaktadır. Dünya bir imtihan koridorudur. Ölüm, ahret hayatına açılan bir kapıdır. Ne mutlu Allah’a iman ederek bu imtihanı tamamlayanlara, dediğimde gözlerine bakmıştım. Gözleri sevinçle parlıyordu.

-Az sonra Allah’a kavuşacaksınız, dedim.

-Biliyoruz Hocam, biliyoruz; dostlarımıza söyleyin, ölümümüze üzülmesinler, demişlerdi. İkişer rekat namaz kıldılar. Ellerini kaldırıp, son dualarını yaptıkları o anı unutamıyorum... Yüzleri o kadar nurlanmıştı ki...

Az sonra görevlilerle infazın yapılacağı bahçeye çıktık. Bahçe projektörlerle aydınlatılmış, ortalık gündüz gibiydi. Sehpalar kurulmuş yağlı urgan parlıyordu. Ürpertici bir manzara vardı... Az sonra iki genç insanın dünyaları değişecekti. Bir an, kendimi onların yerine koydum... Altmışı geçmiş yaşımda, dünyadan alacağım fazla bir lezzet de kalmadığı halde, çok korkmuştum... Heyecandan elimin, ayağımın titrediğini hissediyordum. Böyle bir anda korkmadan, heyecanlanmadan normal olabilmek, kamil bir imana sahip olmayı gerektirirdi...

İnfaza önce Selçuk’tan başlandı. Selçuk’un yaftası boynuna asılmıştı. Sehpaya yürümeden göz göze gelmiştik.

-Allah’a gidiyorsun Selçuk!, demiştim. Tebessümle başını salladı... Tekbir getiriyordu. Sehpanın altındaki tabureye çıktı. Cellat, boynuna urganı geçirirken, Selçuk Cellat’a bir şeyler söyleyince Cellat, bir an durakladı. Selçuk, sürekli Kelime-i şahadet getiriyordu. Cellat, tabureye vurduğunda, Selçuk urganda asılı olarak bir sağa, bir sola sallanıp, kıbleye doğru boynu bükük bakar halde ruhunu teslim etti. Bir müddet asılı bekletildikten sonra, Savcı askerlerin de yardımıyla, Selçuk’un boynundan urganı çıkardı... Selçuk’u bir masaya yatırdılar. Gözleri bir başka aleme bakıyordu. Gözlerini kapatıp ona Yasin okudum... Daha sonra Halil’i getirdiler. Onun da boynuna yafta takılmıştı. Ona da,

-Halil, Allah’a gidiyorsun, dedim. O da, tebessümle başını sallayarak,

-Biliyorum Hocam!, diyerek karşılık verdi ve tekbir getirerek sehpaya yürüdü. Urgan boynuna geçirilirken o da, Cellat’a bir şeyler söyledi. Cellat, aynı tavrı göstermişti. Kelime-i şahadet getirirken Cellat, tabureyi ayağının altından çekti. Halil de, Selçuk gibi boynu bükük kıbleye bakar halde, ruhunu teslim etti. Halil’in de boğazından urganı Savcı çıkardıktan sonra, masaya yatırdılar. Halil’in de gözleri açıktı; sevinçle uzaklara bakıyordu… Gözlerini kapatıp, ona da Yasin okudum.

Mesleğim gereği nice ölü görmüştüm; fakat bunlar hiç ölüye benzemiyordu... Onlarda yorgun bir müminin uyku hali vardı. Selçuk ile Halil’in, Cellat’a ne söylediklerini merak ediyordum. Duvarın kenarında çömelip, önüne bakan Cellat’ın yanına gittim. Halil ile Selçuk’un, ne söylediğini sorduğumda,

-Ben böyle insanlar görmedim. Öncekiler bana küfür ediyordu; bunlar ise,

-Hakkını helal et, dediler... diyerek, içini çekiyordu…”Mehmet Karanfil

SELÇUK DURACIK VE HALİL ESENDAĞ'IN MEKTUBU

Bismillahirrahmanirrahim

Ol deyince bütün alemleri olduran, herşeyin sahibi ve mutlak hakimi Cenab-ı Rabbül alemine sonsuz hamd ve sena olsun. Selatü selam, alemlere rahmet olarak gönderilen Cenab-ı Allah'ın en sevdiği kulu ve Resul'u ümmeti olarak şereflendirdiğimiz "O" en güzele Hz. Muhammed (S.A.V) efendimize, sevgili ailen, ashabına, Saadet-i Kiram ve gönüller sultanı Seyda (K.S) Hazretlerine cümle Evliyaya ve mü'minlere olsun inşallah.

Esselamün Aleykûm ve Rahmetullahi ve berakatühü. Pek muhterem abi ve dünya ukba kardeşlerimiz, gönüller dolusu sevgi, hürmet ve hasretle kucaklaşır muhabbetle büyüklerimizin ellerinden, küçüklerimizin gözlerinden öper aciz şahsımız ve ehl-i islâm hayır dualarınızı Cenab-ı Rabbül Alemin'den niyaz ederim.

Muhterem abilerimiz ve gardaşlarırnız...

Bu aciz satırları yazmamızın gayesi sizle gönüllerde helâlleşmek içindir. Cümleniz hakkınızı helal edin hayır ve dualarınızı eksik etmeyin. Bizlerin varsa cümlenize hakkımız helal olsun. Rabbül Alemin takdiri böyleymiş. Elhamdülillah biz acizlere takdiri ilahisine rıza göstermeyi nasip etsin, Rabbül Alemin inşallah.

Bir haberde şöyle buyuruluyor: Ölüler için yapılan dualar nurdan tabaklarla onlara takdim olunur (Hadis-i Şerif)

Ölüye kendisinin üzerine yas tutulması sebebiyle kabirde azap olunur. (Hadis-i Şerif) imân sahibi Mevlamıza kavuşuncaya kadar rahata eremez.

Esselamün Aleykûm ve Rahmetullahi ve Berekatühü.
Haziran 1983


http://www.millethaber.com/55757-Ne_...E__haberi.html

Alıntı :
ölmez bu hareket ölmez bu dava.! 48816646
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://ay-maral-can.tr.gg/
 
ölmez bu hareket ölmez bu dava.!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ozan Arif - ölmez bu hareket ölmez bu dava
» biz yemeyiz yiyecek olan varsa bu hareket onlara gelsin:
» Mustafa Yıldızdoğan - Başbuğlar Ölmez

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.maral.ideaboard.net :: Ülkücülük ve Turan-
Buraya geçin: