Bugün mailden alışverişe, bankacılık işlemlerinden oyun oynamaya kadar bir çok konuda interneti kullanıyoruz. Hayatamıza o kadar kolaylıklar sağlayan ve bize hem para hem de vakit kazandıran internet acaba ilk kim tarafından yapıldı yani interneti kim buldu, internetin mucidi kimdir. Kişisel kullanımdan tutunda devletlerin istihbarat servislerine kadar çok geniş bir alanda kullanılan internet, deyim yerindeyse hayatımızı bir ağ gibi kuşattı ve biz tam ortasındayız.Kullanım kolaylıkları ve sağladığı sayısız güzellikler yanında oluşturduğu olumsuzluklar ve diğer bazı kötü durumları da unutmamak gerekiyor.
internet
Bir çok teknolojik gelişmenin kaynağı olan Amerika’da 1960′lı yıllarda savunma ve askeri sanayisinde istihbaratı kuvetlendirmek ve bilgi akşının daha hızlı olmasını sağlamak amacıyla kendi bilgisayarlarını bir ağ içerisinde toplamaya başlamıştı. Bu ağın adı ARPANET’di. ARPANET kapalı bir yapıya sahip olan ve kullanımı sadece askeri insiyatifin elinde olan gizli bir çalışma idi. Amerika savunma uzmanları oluşabilecek olası tehlikelere karşı (terör, savaş, doğal afetler..) koordinasyonu uzak noktalardan anında yapabilmek adına ARPANET’i geliştirdiler. ARPANET’e kadar olan süreçte yaşanan gelişmeler ise şu şekildedir. MIT (Massachusetts Institute of Technology – Massachusetts Teknoloji Enstitüsü)’den J.C.R Licklider adında bir araştırmacı 1962 yılında askeri sistemde yer alan tüm bilgisayarların golabal bir ağa dahil ederek birbirlerine kısa yazı metinlerinin gönderebilmesine imkan sağlayan bir sistem geliştirdi. Daha sonra Leonard Kleinrock adında başka bir araştırmacı bugün kullanmakta olduğumuz internet sisteminin temelini oluşturan paket anahtarlar teorisini geliştirdi. Nihayet 1969 yılında ARPANET kuruldu ve faaliyete başladı. ARPANET başlangıçta dört ayrı üniversitenin ana bilgisayarlarıyla sürekli bağlantı sağlıyordu. Fakat bir sene gibi kısa bir süre içerisinde sisteme bağlı olan kurumların sayısı oldukça arttı. Bu kurumların içinde üniversiteler, araştırma enstitüleri, stratejik devlet kurumları idi. Zaman içerisinde aşama aşama diğer kurumlarda bu sisteme dahil olmaya başladılar. Devam eden yıllarda bu sistemin kullanıcıları hep uzmanlar, akademisyenler, araştırmacılar ve stratejik konumda olan insanlar oldu. Çünkü ARAPANET’in kullanımı çok kolay değildi. Şu anda interneti 5-6 yaşındaki çocuklar dahi kullanabiliyor olsalar da o zamanalr bu sistemi kullanmak için teknik bilgiye ve karmaşık bir algoritmayı çözecek bir zekaya sahip olmak gerekiyordu. Kullanmak isteyen kişinin bu sistemi kullanmayı öğrenmesi gerekiyordu yani. Zaman ilerledikçe arpanet ilk amacından çıkmaya ve daha yaygın olmaya başladı, kullanıcı sayısı her gün artıyordu. Nihayet 1972 yılında ilk elektronik posta arpanete gönderildi. Bir kullanıcı adı ve bu kullanıcı adının dahil olduğu sanal adresi birleştirmek için bir çok semboller ve değişik karakterler denendi ama en sonunda bugün hepimizin tanıdığı ve aşina olduğu @ işareti seçildi. Yine 1972 yılı içerisinde TELNET protokolü kullanılarak uzak bilgisayarların birbirine bağlanması sağlandı. 1973 yılında ise RFS standartlarına göre hazırlanmış ve onay almış ilk dosya transfer protoklü olan FTP (File Transfer Protocol) internet siteleri için dosya transferini gerçekleştirdi.
1986 yılında ilk serbest internet bağlantı modeli olan NSFNet 56kbps bağlantı hızıyla kullanıma açıldı. Amerika Ulusal Bilim Vakfı’nın desteğiyle verilen bu hizmetle beraber, internet kullanımı yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır. İlerleyen zamanla kullanıcı sayısı arttığ için internette yer alan bilgilerin de sayısı da artmaya başlamıştı ve artık bu bilgilerin indexlenmesi yani arşivlenmesi gerekiyordu. Hangi kaynakta ne tip bilgi var mantığıyla 1989 yılında ilk defa bir internet indeksleme hizmet başladı. 1989 yılında Peter Deutxch adında bir araştırmacı ve beraber çalıştığı ekibi “archie” adını verdikleri bir indeksleyici yazılım geliştirdiler.
1991 yılında son kullanıcılar için ilk internet tasarımı gerçekleşti. Bu işlemi Amerika’da Minessota Üniversitesi gerçekleştirdi. Üniversite, kendi kampüsü içindeki yerel ağı kullanarak bilgi ve dosyalara ulaşmayı sağlayan ve kolaylaştıran bir menüleme sistemi geliştirdi. Daha sonra bu bilgilere erişimin kişisel bilgisayarlardan da sağlanabilmesi içinilk arama motoru olan Gopher icad edildi. Gopher, minessota üniversitesinin maskotu olan sincabın adıydı. Bu noktada kişisel kullanım için popülerleştirme çalışması yapılmıştı. Dünyanın ilk arama motoru olan Gopher aramalarını kelime bazlı gerçekleştiriyordu. Bugün dünyada google, bing, yahoo, badoo gibi bir çok arama motoru kullanılsa da, o dönemin tek arama motoru Gopher idi. Gopher’dan bir kaç yıl sonra dünya çapında onbinlerce gopher ortaya çıktı. İnternet protokollerinin gelişmesi hızlanıyordu. Gopher’dan sonra Tim Berners adında bir araştırmacı Avrupa Parça Fiziği Laboratuvarı’nda kullanılmak ve bilgi erişimini sağlamak amacıyla yeni bir protokol geliştirilmesini önerdi. İlk adı cern olan bu protokol 1991 yılından itibaren www (world wide web – dünya çapında ağ) protokolü adını aldı.
1993 yılında grafiğe dayalı dünyanın ilk web-internet tarayıcısı MOSAIC geliştirildi. Daha sonra bu tarayıcılara Microsoft’tan Internet Explorer ve başka bir firma ürünü olan Netscape de katıldı.
İnternet üzerinden ticari faaliyet gerçekleştirmeyi sağlayan ilk firma DELPHI’dir.
1995 yılında 56kbps’lik internet omurgasına destek veren Amerika Ulusal Bilim Vakfı bu desteğini çekince, interneti ticari amaçlı kullanan işletmelere yeni hizmetler sunabilmek adına bir çok firma bu sektöre atılmaya başladı.
1998 Microsoft firmasının windows98 isimli işletim sisteminde entegre olan Internet explorer tarayıcısı ile kişisel bilgisayarlarda internet kullanımının önü de açılmış oldu.
KAYNAK: İnterneti Kim Buldu